Çanakkale’nin Klasikleşmiş Gezilerinden: Gökçeada Gezi Rehberi
Gökçeada Gezilecek Yerler
Plajları, köyleri ve daha birçok güzelliğiyle doyamayacağınız bir Gökçeada gezi rehberi sizlerle… Gelin birlikte Gökçeada’da neler yapabileceğinize ve nerelere gidebileceğinize bakalım!
Gökçeada Nerede? Gökçeada Hakkında Kısa Bilgiler
Gökçeada, eski adıyla İmroz, Çanakkale’ye bağlı bir ilçedir ve Türkiye’nin en büyük adasıdır. Gökçeada gezi rehberi planlamadan önce bu güzel ilçe hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz; Saros Körfezi girişinde yer alan adanın; 91 kilometrelik kıyı şeridine sahip olduğunu ve Türkiye’nin en batısında bulunan İncirburnu’nu da içinde bulundurmasının dışında, ülkemizde bulunan 11 tane sakin şehirlerden biri olduğunu hatırlatırız.
Homeros’un İlyada destanında geçen adı geçen ada; 1970’ten sonra Gökçeada ismini almıştır ve antik Yunan döneminde adanın Poseidon’un adası olduğu düşünülmektedir. Sevr Antlaşması sonrasında adadan vazgeçilmesi söz konusu olsa da, ada Lozan Antlaşması sonrası Türkiye’ye katılmıştır. Adada çoğunluğunu yaşlıların oluşturduğu yaklaşık 300 kişilik bir Rum nüfusu da yer almaktadır.
Gökçeada Gezilecek Yerler
2018 yılında Tarihi Kentler Birliği tarafından “En İyi Kent Müzesi” seçilmiş Gökçeada kent müzesi; mutlaka Gökçeada gezi rehberi arasında ziyaret etmeniz gereken yerlerdendir. Türkiye’nin ilk palyaçosunun giysilerini, geçmişin zarif izlerini ve eski yaşantıların kalıntılarını görebileceğiniz bu müze, mutlaka ilginizi çekecektir.
Yüzyıllar öncesinden kalan ve adanın ruhunu, kültürünü tamamen yansıtan Rum köyleri ise görmeden dönmemeniz gereken yerler. 1960’lı yıllarda Rum nüfusun çoğunlukta olduğu adada, 2017 yılındaki nüfus sayımına baktığımızda 300 kadar Rum nüfusun yaşadığını görüyoruz.
Uzun zaman önce korsan saldırılarından korunmak için genellikle tepelere kurulmuş bu Rum köyleri içinde; Bademli, Zeytinli, Tepeköy ve Dereköy kentsel sit alanları içine alınmış köylerden. Sit alanı içine alınmamış tek köy olan Kaleköy, günümüzde Rum nüfusun yaşamadığı tek köy.
Şimdi ise kavurucu sıcaklarda bile bunalmadan piknik yapabileceğiniz bir yerden bahsedelim. Çınaraltı; Gökçeada gezi rehberi arasında Tepeköy mevkiine giderken, köy merkezine sapmadan devam ettiğinizde karşınıza çıkacak bir mekan. 625 yaşındaki çınar ağacının ve hemen yanındaki çeşmenin büyüsüne kapılmamanız mümkün değil. Ancak ağaç ve çeşme, şu anda tel örgü ile çevrili durumda.
Gökçeada’da bulunan tarihi çınar ağaçları arasında en yaşlısı olan bu görkemli ağaca arkanızı döndüğünüzde; denize doğru giderken karşınıza çıkacak manzara ise büyüleyici. Semadirek Adası ve uçsuz bucaksız Ege Denizi manzarası karşısında huzur bulacaksınız.
İçerisinde bol miktarda kükürt bulunduğundan çoğu ziyaretçi sedef, romatizma gibi hastalıklarının tedavisi için; Gökçeada gezi rehberi arasında Tuz Gölü’nü de ziyaret edilebilir. Tuz Gölü Aydıncık ve Kefaloz plajının ortasında yer alıyor. Özellikle sonbaharda gölü ziyaret etmek ayrı bir görsel şölen izleme fırsatını size sunacaktır. Gökçeada ziyaretiniz eğer gölün kuruduğu döneme denk geldiyse, kurumuş gölün üzerinde yürüyebilir ve akşamları dolunayın keyfini de çıkarabilirsiniz.
Türkiye’nin ilk ve tek sualtı parkı olan Gökçeada Sualtı Milli Parkı da, mutlaka ziyaret etmeniz gereken mekanlardan. 1996 yılında Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından park alanı ilan edilen bu sualtı milli parkı, adanın kuzeydoğusunda bulunmakta.
Birçok deniz canlısının yuvalama ve yumurtalama alanını kapsayan, birçok balık türüne ev sahipliği yapan ve bakirliğiyle herkesi büyüleyen park; adeta bir cennet gibi. Akdeniz Foku Deniz Çayırları, Triton, Böcek, Pina, Yunuslar ve İspermeçet Balinası gibi koruna altına alınmış deniz canlısı türlerini barındıran parkı da Çanakkale Gökçeada gezi rehberi sırasında mutlaka görmelisiniz.
Üst üste duran peynir kalıplarına benzediğinden halk tarafından Peynir Kayalıkları ismi verilmiş kayalıklar, Kuzulimanı tarafında, Kaşkaval Burnunda yer alıyor. Ancak buraya yalnızca teknelerle ulaşım mümkün. Balıkçı tekneleriyle, bulunduğunuz limanın konumuna göre maksimum 15 dakikada kayalıklara ulaşabilirsiniz.
Peynir Kayalıkları ile ilgili bir efsane bulunmakta. Efsane, sayısız keçi ve koyuna sahip olan zengin, inatçı, cimri ve yaşlı bir kadınla ilgilidir. Yaşlı kadın, cennete gidebilmek amacıyla birçok yuvarlar kalıp peynir yapmış ve bunları üst üste sıralamış. Ama kimseyle paylaşmamış. Tanrı, ona kızmış ve cezalandırmış. Mart ayının birinde, yağmur, kar ve şiddetli rüzgarlar göndermiş yaşlı kadının üzerine. Kadın ve peynirler donmuşlar. Peynir kalıpları taşa dönüşmüş. Daha sonra insanlar bu kayalara, peynir kayaları demişler.
Gökçeada’da değinmeden geçemeyeceğimiz bir diğer yer ise Gizli Liman’dır. Gizli Liman, buraya gelen turistlere efsanevi manzara fotoğrafları sunuyor. Eğer Gökçeada’ya giderseniz buraya uğramadan kesinlikle dönmemelisiniz.
Adanın güney tarafına gidecek olursanız da; uzaydan düşmüşçesine duran iki adet kaya mezarı göreceksiniz. Hangi zamandan kaldığı bilinmeyen bu mezarlar, bir kayanın oyulmasıyla elde edilen iki adet mezardan oluşuyor.
Gökçeada İçin Tavsiyeler
Rüzgar sörfünde Türkiye’nin önemli yerlerinden biri olduğunu unutmayın, sörfle ilgiliyseniz, daha önce yaptıysanız ya da yapmadınız ama meraklıysanız deneyebilirsiniz.
Dalış yapmak için Gökçeada bulunmaz bir nimet. Yaklaşık 27 metreye kadar görüş mesafesi bulunmakta. Mutlaka deneyin.
Feribot saatleri hakkında net bilgi sahibi olmak için güncel verilere ulaşmaya dikkat edin.
Güzel bir tatil geçirmek istiyorsanız,ada içinde bulunan saklı güzellikleri de keşfetmeye çalışın. Yalnızca minibüs güzergahlarına takılı kalmayın deriz.
Ege mutfağı lezzetli yemeklere sahip. Ancak adaya özgü bir şeyler yemek istiyorsanız kılıç balığını denemelisiniz. Cicirya ve kuşburnu kurabiyesi de özellikle denemeniz gereken lezzetlerden.
