Venedik Gezi Rehberi serüvenimize hoş geldiniz. Nev-i şahsına münhasır dediğimiz cümlenin kelime anlamını bize anlatan şehirdir herhalde Venedik. Casanova’nın kadınları baştan çıkartırken nereden ilham aldığını, doğduğu şehri gördüğünüzde fark edebilirsiniz. Koca bir labirenti andıran sokakları ve kanallarında dolaşırken zaman kavramınız kaybolacak ve gerçek dünyadan kısa süre olsa da uzaklaşabildiğinizi göreceksiniz.
Başlıklar
Venedik Gezi Rehberi
Venedik’in kendine özgü yapısı insanlarına da yansımış diyebiliriz. Burada yaşamını süren kişiler şehrin kara kısmına yerleşmiş. İtalya’nın diğer bölgelerinde yaşayan insanlara göre de kendilerini üstün görmektedirler. İfade deyimiyle kenti karaya bağlayan Özgürlük Köprüsü hayata geçmesiyle birlikte Venedik’in ruhunu kaybettiği ifade ediliyor.
Yaşamak için kimseye ihtiyaç duymadıklarını belirten Venedikliler görüldüğü üzere biraz burunları büyükler. Bu durumun yaklaşık 1000 yıl boyunca Akdeniz’in en büyük ticari, siyasi ve askeri güçlerinden biri olmalarından kaynaklanan bir şımarıklık olduğunu düşünebilirsiniz. Diğer yandan şehre günde 100.000 civarı turistin geldiğini ve şehirde yaşayanların %80’inin turizm sektöründen ekmek yediğini söylersek bu serzenişlerin sadece lafta kaldığını anlarsınız.
Venedik Şehir Merkezi
Venedik romantik kanallarını, keyifli ortamını oldukça başarılı bir şekilde paraya çevirebilmiş. Şehir diğer İtalyan kentlerine göre çok pahalı. Bu duruma sunduğu kendine özgü yapısıyla birlikte, her şeyin deniz ulaşımıyla sağlanması da önemli bir neden. Bundan dolayıdır ki şehirde dolaşmak harici bir aktivite yapmaya kalktığınızda cüzdanınızın kalın olması gerekiyor. Sanmayın ki Venedik’te yürüyerek dolaşmak kolay bir iş.
Şehir denize çakılan kazıklar üzerinde yükseldiği için inşa sırasında pek şehir plancılığı kurallarına uyulamamış. Paralel sokak yada kestirme gibi kavramları aklınız ucuna bile getirmeyin. Hatta bazen yanlış bir yola girmek size yarım saate kadar kaybettirebiliyor ama bu size şehrin daha çok yerini görme şansı da veriyor. Ancak vaktiniz azsa, sizi yönlendiren tabelaları izlemek iyi olacaktır.
Venedik Sokakları
Venedik’te en yaygın toplu taşıma aracı tabanvay, yürüyerek şehri tamamen gezebilirsiniz. Daha önce söylediğim gibi kara ulaşımı yok. Deniz ulaşımı konusunda ise aklınıza ilk gelen seçenek gondollar olsa da, bu araçları 1 saat civarı kiralamak için 100 avro civarı bir ücreti gözden çıkartmanız gerek. Bu nedenle Venedik’te en gözde mesleklerden biri gondolculuk. Belirli bir limit olduğu için her isteyen gondolcu olamıyor, ayrıca mesleğe başlamadan önce bir sınavdan geçmeniz gerekiyor.
Eskiden çeşitli renklerde olan gondollar, şehirdeki veba salgınında ölen insanları taşıdıkları için yas dolayısıyla siyaha boyanmış ve bu gelenek yüzyıllardır devam ediyor. Büyük Kanal üzerinde bazı noktalarda karşıdan karşıya geçmek için hizmet veren gondollar da var. Bu gondollara 1-2 dakikalık bir yolculuk karşılığı 1 avro ödeyerek binebiliyorsunuz. Gondol sevdanızı törpülemek adına oldukça ekonomik bir yol. Öte yandan şehirde çalışan vaporetti’ler var. Bu motorlarda Venedik’te yaşayanlara çok uygun fiyatlara sahipken, turistlere bu fiyatlar beşe katlanıyor (rakam vermek gerekirse 1€ olan bilet, turistler için 5€). Çeşitli durakları olan motorlar şehirde en yaygın kullanılan ulaşım araçları.
Venedik Gezilecek Yerler
117 kanal ve 400 köprüden oluşan, dünyanın en güzel açık hava müzelerinden olan Venedik’te adım atacağınız her nokta çok keyifli. Şehre denizden ulaşmadıysanız muhtemelen yukarıda bahsettiğimiz Özgürlük Köprüsünden geçmiş olacaksınız. Şehre vardığınızda karşınıza Büyük Kanal çıkacak. Adından da anlaşılacağı gibi bu kanal Venedik’teki en büyük kanal olup tüm şehri bir S çizerek dolaşıyor.
Büyük Kanalı Ponte degli Scalzi ile aştıktan sonra köprülerin ve bazen tek insanın geçebileceği sokakları ardınızda bırakarak Ponte di Rialto’ya doğru yürüyebilirsiniz. Bu rota içerisinde özellikle belirteceğim bir yer yok çünkü geçeceğiniz her kanal size büyük keyif verecektir. Rialto köprüsü Venedik’in simgelerinden biri ve Büyük Kanal üzerinde ki 3 köprüden en önemlisi.
Ponte di Rialto
Rialto’yu aştıktan sonra yine insan kalabalığını takip ederek Napolyon tarafından esinlenen “Avrupa’nın oturma odası” olarak ifade edilen Piazza San Marco’ya ulaşabilirsiniz. Burası yüzlerce yıl Akdeniz’de hüküm sürmüş Venedik Cumhuriyetinin kalbi. Bu meydanda Basilica di San Marco’yu mutlaka ziyaret edin. Bu kilise İtalya’da gördüklerinizden farklı olarak Bizans mimarisine daha yakın çizgiler taşımakta.
İçerisinde Sultanahmet’teki Hipodrom Meydanından 4. Haçlı Seferi sonunda çalınan San Marco’nun Atları isimli heykeli görebilirsiniz. Kilisenin ardından Venedik’i yukarıdan seyretmek için Campanile di San Marco’ya çıkıp şehrin müthiş manzarasını izleyebilirsiniz. Ancak çan kulesine çıkarken yanınızda sizi rüzgardan koruyacak bir şeyler almayı unutmayın, yukarısı oldukça rüzgarlı olabiliyor.
Piazza San Marco
Aşağıya indiğinizde bu muhteşem manzaradan sonra Venedik’in dukalık zamanında yönetildiği yer olan Palazzo Ducale’yi ziyaret edebilirsiniz. Sarayın her zaman turistlere açık olan kısmının yanı sıra birde belirli günlerde açılan ve rehber eşliğinde gezebileceğiniz dukalık sarayının gizli kısımları görülmeye değer.
Sarayı gezdikten sonra Piazza di San Marco’da bulunan Caffé Florian veya Gran Caffè Quadri’ye bir göz atın. Bu iki kafe Venedik’in tüm önde gelen siyaset ve sanat insanlarının buluştuğu kafeler. Ancak bir kahve içmek isterseniz aklınızda olsun, zaten kabarık olan hesaba birde dışarıda çalınan müzik ücretini de ekliyorlar ve bir espressoya 11 avro ödediğiniz bir hatıranız oluveriyor hayatınızda.
San Marco meydanında ziyaret edebileceğiniz bir diğer müze ise Museo Correr. Burada hem Venedikli ünlü ressamların tablolarını görebilir hem de Procuratie’lerin yani dukalık zamanında önemli devler memurlarının lojmanları olan binaları yakından görebilirsiniz.
Bu saydığım müzelerin büyük bir kısmında geçerli olan San Marco Museum Plus biletiyle müzelere harcayacağınız bütçeyi biraz daha azaltabilirsiniz. Venedik’te görülmesi gereken bir diğer yer ise Galleria dell’Accademia. Burada Fatih Sultan Mehmet’in de portresini yapmış olan Bellini ve birçok ünlü ressamın eserlerini görebilirsiniz. Yine hemen yakın Amerikalı ünlü koleksiyoncu Peggy Guggenheim’ ait olan ev ve onun içerisinde önemli modern sanat eserlerinin bulunduğu bir müze var.
Bu kadar turistik aktivite sizi sıktıysa Venedik’in nisbeten daha az turistik olan bir bölgesini keşfe çıkabilirsiniz. Yahudi Getto’su olarak bilinen bu bölge tren istasyonuna sırtınıza aldığınızda sola yürüyerek ulaşabileceğiniz bir bölge. Getto kelimesinin ilk olarak bu bölgede kullanıldığı ve dünyada ki birçok dile Venedik dilinden geçtiği tahmin edilmekte. Bu bölge turistten arınmış sakin yapısı ile size Venedik’in başka bir yüzünü gösterecektir.
A Day In The Ghetto
Venedik neredeyse her zaman farklı bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Ancak bunlardan en ilgi çekicileri Venedik Bienali ve Venedik Karnavalı. Karnaval süresince özel kıyafetleri ve Venedik’te üretilen muhteşem el yapımı maskeleri ile binlerce kişi sokaklarda eğleniyor. Bienal ise dünyaca ünlü birçok sanatçının buluştuğu muhteşem bir organizasyon. Şehrin artık kullanılmayan eski tersanesinde yapılan bu etkinlik aynı zamanda dünyanın en önemli sanat etkinliklerinden biri.
Eylül ayının ilk pazarında yapılan Regata Storica ise geleneksel bir kayık yarışı. Venedik kültüründe çok önemli bir yere sahip bu yarış Büyük Kanal’da farklı kategorilerde yapılıyor.
Murano Adası
Venedik merkezi kadar çevresindeki adaları ile ünlü. Murano adası muhteşem cam işçiliğinin ortaya konduğu yer olup, burada dünyaca ünlü birçok cam atölyesi mevcut. Renkli evleri ile Burano adası ise eski bir balıkçı adasıymış. Şu anda ise birçok sanatçının yaşadığı bir yer.
Venedik’e ortalama 1 saat uzaklıkta ki Treviso şehrinin içinden geçmekte olan nehir kolları, orta çağa ait sokaklarıyla görülmesi gereken bir kent. İtalya’nın kültür seviyesi en yüksek kenti olan Treviso zengin bir nüfusa sahip ve çok bakımlı bir şehir olarak karşımıza çıkıyor. Geceleri özellikle köprüler ve nehir kısımlarını güzel aydınlatılan kentiyle vaktiniz varsa ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum.
Venedik’de Ne Yenir Ne İçilir?
Venedik’te İtalyan ve dünya mutfağına ait birçok restoranı bulabilirsiniz ancak daha önce söylediğim gibi fiyatlar aşırı pahalı olduğundan yemek için şansınız çok fazla değil. San Marco meydanından uzaklaştıkça yemek fiyatlarının biraz daha ucuz olabileceğini belirtmekte fayda var. İstasyonun karşı kıyısındaki Ae Oche pizzaları ve fiyatları fena sayılmayan bir alternatif. İçecek konusunda bölgenin beyaz şaraplarının oldukça başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle köpüklü Prosecco içim çok keyifli bir içki. Ayrıca Prosecco ile yapılan Spritz de iyi bir alternatif olabilir.
Venedik’de Nerede Kalınır?
Venedik’in uygun konaklama konusunda pek cömert olmadığını sanırım tahmin etmişsinizdir. Giudecca adasında Ostello di Venezia adlı bir hostel mevcut. Özellikle turizm sezonunda erken rezervasyona ihtiyaç var. Diğer yandan şehrin kara tarafı olan Mestre’de kalabilecek birçok alternatif mümkün. Kısa süren otobüs yolculuğundan sonra kaçak tren aracılığıyla Mestre’den şehre ulaşım sağlayarak ulaşım sağlayabilirsiniz.
Bu yazımız gibi daha birçok gezi ve tatil fikri için Gezilinki Youtube kanalını da ziyaret etmenizi ve ilginizi çekiyorsa Floransa Gezi Rehberi isimli yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
